Ekolojik Mimari Nedir? Mimarlıkta Ekolojik Tasarım ve Önemi

ekolojik-mimari-tasarim

Mimaride ekolojik tasarım kavramı değişen insan ihtiyaçlarının ve doğal parametlere hayatımızda daha fazla yer verme isteğinin bir parçası olarak gelişmektedir. Antik çağlardan bu yana doğa ile iç içe yaşamayı seçen insan, modern hayatın başlangıcı ile bu alışkanlığını bıraksa da yeniden bu ihtiyacını karşılamak adına önemli girişimlerde bulunuyor. Hızlı kentleşme ardından her ne kadar doğa giderek bizden uzaklaşsa da ekolojik mimarlık yakaladığı yükseliş trendi ile yeniden bu ihtiyacımızı karşılamaya hazırlanıyor. Peki, ekolojik tasarım ve mimari nedir?

Ekolojik Mimari Nedir?

Ekolojik mimarlık seçilen ölçek ve malzeme tipi ile kentsel bütünlük oluşturulurken ekolojik dengeyi bozmamayı hedefleyen mimari planlamalardır. Çevre, yapı malzemesi ve yapının bütünü ekolojik denge unsuru çevresinde birleşir ve bir bütünlük yakalanır. Günümüzde sıkça karşımıza çıkan yeşil bina, doğa dostu yapı, sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji gibi pek çok kavramı ekolojik mimarinin çatısı altında toplamak mümkündür. Tanımlamadan anlaşıldığı gibi mimaride ekolojinin öne çıkartılması için tasarım sürecinden işe başlamak gereklidir. Tam bu noktada ekolojik tasarım kavramı karşımıza çıkar.

Ekolojik Tasarım Nedir?

Ekolojik tasarım hayata geçirilecek projede doğayı daha ön planda tutan ve doğa ile uyumlu yapılar hayata geçirmeyi hedefleyen tasarım yöntemidir. Bu düşünce tarzında arazinin doğal yapısı en optimal şekilde korunurken, doğal enerji kaynaklarından maksimum kazanç hedeflenir. Yapı malzemelerinde doğal elemanlara yönelim gösterilerek karbon ayak izi azaltılmaya çalışır. Ekolojik tasarım, yapının bütününü kapsar. Yapının tasarımı yanında peyzaj gibi çevresel tasarımlar da ekolojik dengeye uyumlu olmalıdır.

Mimarlıkta Ekolojik Tasarımın Önemi Nedir?

Ekolojinin mimarlık için önemi insanın doğa ile arasını bozması nedeniyle yaşadığı pek çok sorunu ortadan kaldırma potansiyeline sahiptir. İnsanlık tarihi boyunca barınma ihtiyacı karşılanırken doğa ile uyumlu olunmuş, tasarımlarda doğal malzemelerden yararlanılmış ve doğaya en az tahribat verilecek barınma yöntemleri benimsenmiştir. Modern hayata geçişle artan nüfus ise hızlı kentleşmeyi beraberinde getirerek gerekli olan enerji ve barınma ihtiyacı için doğaya tahribat verdiğimiz sürecin başlamasına yol açmıştır.

Her geçen gün insan barınma ihtiyacı için doğayı daha fazla işgal ederek uyumlu bir şekilde yaşaması gereken pek çok canlının varlığını sürdürmesine imkan bırakmamıştır. Artan çevre kirliliği, iklim değişikliği ve doğanın bir intikamı olarak değerlendirilen salgın hastalıklar bu süreçte insanın öz eleştiri yaparak yaklaşımını değiştirmesine yol açmıştır.

Çevre sorunları ile mücadele etmek için vakit giderek daralmakta ve çevre ile uyumlu olmak için tasarımda bir takım değişiklikler zorunluluk haline gelmektedir. Bu süreçte ekolojik tasarımlar öne çıkarak güneş ve rüzgar enerjisinden daha verimli yararlanılan, doğaya tahribat vermeden yerleşim planları oluşturulan ve doğa ile uyumlu yaşamayı benimseyen bir yaklaşım hakim olmuştur. Tüm bunlar göz önüne alındığında çevreye zarar veren alışkanlıklarımızın bırakılması için ekolojik mimari önemi dikkat çekmektedir.